18 Mayıs 2016 Çarşamba

DOĞUM HİKAYEM

Merhaba !

Baştan söyleyeyim biraz uzun bir yazı olabilir. 

Benim her anlattığımda her hatırladığımda tekrar tekrar yaşadığım o eşsiz an. Bir kadının hayatının tek kırılma noktası bence doğum. 

Okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ederim.

Her zaman normal doğumu savundum, istedim, diledim. Olabildiğince bu şekle hazırladım kendimi. Doktorum da o kadar motive etmişti ki beni. İşte bu yüzden Deniz’in gelmesi için tam 43 hafta bekledik.

05.12.2015 sabahı nişanla karşılaşınca doğuruyorum diye gittik ama doğurmadım. Doktorum bir gün daha bekleyelim, gelmezse suni sancı başlatalım demişti. Döndük eve. Tabi bir heyecan herkeste. Normal gelmese de gelecekti Deniz birkaç güne.

06.12.2015 gece 00:30 civarı az az sancılar gelmeye başladı. Alışkın olduğum yalancılar sancılar gibi değildi. Eşimle beraber not etmeye başladık. Tam 2 saat boyunca sancıları takip ettik. Gayet düzenli gelen sancılardı bunlar. En sonunda su gelmesiyle, toparlanıp hastanenin yolunu tuttuk. Ben,eşim,annem ve kayınvalidem..

Gider gitmez kontrollerim yapıldı ve doğum için beklenen açılma henüz yoktu. Bizi biraz uzun bir süreç bekliyordu. 

04:00 de hastaneye yatışım yapılmıştı artık. O pembe kol bandını takmıştı hemşire. NST’den alışkın olduğum sancı ve kalp atışı bantları yine bağlanmıştı. Ve oda da kızımın kalp atışları duyuluyordu. Gelip giden sancılar, geçmeyen saatler.. Beklemek o kadar zordu ki.

Ebeler iki saatte bir gelip kontrolleri yapıyordu.Süreç biraz yavaş ilerliyordu.

Benimle ilgilenen ebe, pilates topuyla yapabileceğim birkaç hareket gösterdi. Bu hareketlerin beni rahatlacağını söyledi. Ki öyle de oldu. Eğer imkanınız varsa mutlaka deneyin. 

Öğleden sonra doktorum geldi konuştuk, beni çok rahatlattı. Yapabileceğimi, bana güvendiğini söyledi. O kadar iyi geldi ki.

Doğumuma eşim girsin çok istiyordum. Annem de çok istekliydi bu konuda. Doktordan rica ettik. İkisi de girecekti doğuma. İş doğumhaneye girebilmekti artık.


Saat 16:00 olduğunda o serum gelmişti.. Suni sancı serumu. Deniz’in kendiliğinden gelmeye niyeti yoktu. İşte o andan sonra başka bir süreç başladı. Çünkü doğal gelen sancılarda nefes almak için zamanım, dinlenmek için birkaç dakikam oluyordu. Ama suni sancı izin vermiyordu buna. Yine de dayanılmayacak gibi değildi kesinlikle. Sonucunu bilince dayanıyorsun. 




Saat 18:30 da ebe; artık hazırsın gidiyoruz! dedi.  Allahım gidiyorduk, doğumhaneye geçecektik artık. Hemen hazırlandım ve oraya geçtim. Eşim ve annem de önlüklerini giydiler. En büyük destekçim onlardı. En çok da eşim. Elimi bir an bırakmadı. O an yapacağını biliyorsun evet ama birilerinin sana güvenmesi gazlaması çok önemli. Tüm hazırlıklar yapıldı. Bir yandan Deniz’in kalp atışları bir yandan benim heyecanım, korkum, mutluluğum herşey nasıl da bir an da yaşanıyordu.

Doktorum girdi içeri. Hazır mısın Elif ? diye seslendi. Bilmem ki ! Hazır mıydım ?
EVET hazırdım ! Sohbet ediyorduk. Nasıl nefes alıp vermeliyim, sancıları nasıl karşılamalıyım tek tek anlattı.

 Nefes işi önemli !!!

Sağ yanımda eşim ve annem.. Efsane tecrübeli bir ebe ve sonsuz güvendiğim doktorum..
 Arkada bir bebek hemşiresi ve bir çocuk doktoru. Bir tek Deniz yoktu. 

Sancılar yavaş yavaş geliyordu. Doktorumun dediği gibi nefes alıp vermeye çalışıyordum. 
1-2-3... derken..



Saat 18:56 da bir ağlama sesi duydum. Doktor Deniz’i doğar doğmaz göğsüme verdi. Ebe’nin yardımıyla hemen emzirmeye başladım. Allahım ben kollarımda bir mucize tutuyordum. Ağlaşmalar mutluluk sözcükleri dolaşıyordu o oda da. Tertemiz pembe tenli mis gibi bir bebek. Ben hayatımda böyle güzellikte hiç birşey görmemiştim. 25 sene nasıl da boşmuş herşey. 

Bebek hemşiresi Deniz’in ilk kontrollerini yapmak için aldı. Doktor kontrollerini yaptı herşey yolundaydı.

Deniz çok sağlıklı ve hareketliydi. Kıyafetlerini giydi ve tekrar kucağımdaydı. Yine emzirmeye başladım. Nasıl da obur bir bebekti. İşte hayallerim gerçek oldu.. 

Doktorum doğumun çok güzel geçtiğini, herşeyin iyi olduğunu söyledi. Çok mutluydum. Bir saat doğumhane de geçti. Ebe kendini iyi hissettiğinde odana çıkabilirsin dedi. 




Binbir korkuyla ayrıldığım odaya,Deniz'le çıkacağımı hayal ederek inmiştim sancı odasına.

Ve öyle de oldu! 

Deniz kucağımda çıktık odaya. Herşey istediğim gibiydi. 

Hemen yatağa geçtim, biraz dinlenmek-uyumak o kadar iyi gelmiştiki. O an ki açlık hissini anlatamam. Kıtlıktan çıkmış gibi yedim içtim. 

Deniz melekler gibi uyuyordu..

Harika geçen 43 haftalık hamileliğim, eşsiz güzellikte gerçekleşen bir doğumla taçlandı.

Evet canım acıdı.. Hiç yaşamadığım bir acıydı.. Ama denilen klişe çok doğru!

 Dayanılmayacak bir acı değil. 

O doğunca herşey bitiyor. Evet ! Aynen öyleymiş..

Deniz doğdu bende doğdum..


1 yorum:

  1. Ayy kesinlikle bi kadının kırılma noktası dogummuş en özel anı bize

    YanıtlaSil