27 Haziran 2016 Pazartesi

DENİZLE OYUNLARIMIZ

Merhaba!

Başlığa bakınca yetişkin oyunları gelmesin aklınıza. Olabildiğince basit -bize göre tabi- tek düze oyun-cuk bunlar. 
Üstüne yazılmış bir çok kitap var. Edinin, okuyun. Yada benim gibi, internet üzerinden pedagogların makalelerini takip edin. Aylık okuduğunuz bir anne-bebek dergisi olsun. Kıbrısta her degiye ulaşamıyorum. Ama ios kullanmanın nimetlerinden yararlanıp, dergileri online okuyabiliyorum.

Gelelim oyunlara; 


-Denizle, bizi seçebildiği andan beri hep göz kontağı kurarak ve bunu koruyarak konuşuyorum.

-Göz kontağı kurup, değişik yüz hareketleri yapıyorum ve ona anlatıyorum. Şimdi mutluyum / bak korkuyorum / bu benim üzgün suratım ... gibi. İlk 3 ay bebekler siyah-beyaz ağırlıklı görüyorlar. Bu yüz ifadelerini içeren kartları satın alabilirsiniz veya kendiniz de hazırlayıp gösterebilirsiniz. 

-Gün içinde ben nereye Deniz de ana kucağı ile oraya. Örneğin; mutfakta yemek hazırlarken ona anlatıyorum ne yaptığımı. Bulaşık makinasının hastası, pür dikkat izliyor. Bir yere odaklandığını anladığımda, o şeyi elimle göstererek ne olduğunu anlatıyorum.

-Deniz' in ilk oyuncaklarını yüksek kontrastlı seçmeye ve çıngırak tipi ses çıkarmasına dikkat ettik. 

-Önceleri Deniz kucağımda aynanın karşısına geçip bol bol konuşuyorduk. Yaklaşık 4 aylık olduğunda ana kucağı ile boy aynasının karşısına bırakıyordum Deniz' i ve kendisini izlemesini, keşfetmesini sağlıyorum. 

-Her gün mutlaka masal okuyorum. Ses tonuma ve vurgulamaya dikkat ediyorum. Dinlemeyi bıraktığında, başka birşeyle ilgilendiğinde okumayı bırakıyorum. Dikkatini topladığında kaldığım yerden devam ediyorum. Başlarda ilgilenmiyordu ama şimdi ses tonuma göre o da tepki veriyor.


-Onun çıkardığı sesleri taklit ediyorum. Çok hoşuna gidiyor. O da karşılık veriyor.

-Çıngırak gibi ses çıkaran oyuncakları göz hizasında tutup sağa-sola oynatıyorum. Takip etmesini sağlıyorum. Göz sağlığı açısından bu egzersizler çok önemli.

-Banyodan sonra Deniz' i yağlarken ona, bak bu senin kolun / bunlar parmakların / şimdi ayaklarına dokunuyorum ...  şeklinde açıklama yapıyorum. 

-Oyun halısına bazen bende yatıyorum. Ona asılan oyuncakları anlatıyorum. Benzer sesleri çıkarıyorum. Beraber oynuyoruz.

-Aynanın karşısına geçip bol bol dans ediyoruz. Çok eğleniyor hemen kıkırdamaya başlıyor. Sık sık şarkı söylüyoruz eşimle beraber. Favori şarkıları bile var.


-Deniz' e aldığım -İlk Kelimelerim- serisini sıralı olarak gösteriyorum. O an ki nesne neyse en belirgin özelliğini, ses / renk onlara yoğunlaşıyorum. 

Denizle oyunlarımız böyle. Fazlası var eksiği yok. Anlamaz, bilmez, dinlemez diyip çocuğunuzu kendi halinde büyümeye bırakmayın. Bol bol konuşun, anlatın.
Elbette başlarda ilgisiz oluyorlar, odaklanmıyorlar. Aylık bir bebektem beklentinizi yüksek tutmayın zaten. 

Deniz 4 aylık olduğunda oyunlarımıza tepki vermeye, eşlik etmeye ve bence anlamaya başladı.

Deniz bizim geleceğimiz. Pürüzsüz, tertemiz bir hamur. Bizim öğrettiklerimizle şekil alıp büyüyecek. Evlatlarımız bu dünyaya en büyük miras. Bunu unutmamalıyız.







not: Görseller internetten alıntıdır ! 




23 Haziran 2016 Perşembe

6 AYLIK BİR ANNEDEN İNCİLER

Merhaba !


Bu konuyla ilgili hep bir şeyler yazmak istiyordum. Her anne gibi benim de artık tecrübelerim, böbürlenmelerim var. 
Deniz bana neler öğretmedi ki ?
Biliyorum sandığım çoğu şeyi aslında bilmiyor muşum, yapmam dediğim bir sürü şeyi yapmışım.

25 yıldır -sabır- sandığım olgu! aslında bir hiçmiş.
Gerçek sabrı Deniz doğunca öğrendim.

Hamileliğim, özellikle de son zamanları insanların -uyuyabildiğin kadar uyu, ayakların şişene kadar gez dolaş, bebek olunca bunları zor yaparsın- demesiyle geçti. Pek kulak asmadım. Yani ortalama 50 cm - 3kg olan bir bebek ne yapabilirdi ki ?!?



* Altını Temizle + Karnını Doyur + Gazını Çıkar *

Deniz doğunca anladım ki zor olan bu değilmiş, bunları günde 1 milyon kez yapmak + yemek hazırlamak + temizlik yapmak + dinlenmeye çalışmak -mış !

Uyumak mı ? Öyle birşey dedim mi ben ?!?

Anneysen ilahi bir güce de sahip oluyorsun. Sen bile anlamıyorsun her işe nasıl yetiştiğini. Tıpkı bir kahraman gibi. 
O yüzdendir ki ;

-İhtiyaçların zevk olur. Tuvalet + banyo en iyi örnektir. O yüzden her fırsatını bulduğunda banyoya bir uğra. 

-Su içmeyi unutursun. Dilin damağın kurur ama aklına bile gelmez su içmediğin. Unutursa süt olmaz. Su şişen evde seninle gezsin.

-Gün içinde kendine 5 dk ayır. Kahve iç. Soğusa bile iç.

-Anne topuzundan çitişmiş saçlarını tara. Hatta kestir. Değişiklik iyidir.

-Telefonun akıllıysa faydalı uygulamalar indir, her fırsatta oku. Artık anne-bebek üzerine dünya kadar bilgi var. Oku, araştır, not al, kendinden bir şeyler kat ve uygula ! Denemekten korkma.


-Çocuk sahibi olmak eşsiz bir duygu. Karnımdayken hissettiklerimle, gözümün gördüğü çok başka. O yüzden evlat sahibi olmayı sakın erteleme. Böyle olduğunu bilseydik 2 senemizi boşa geçirmezdik diyoruz eşimle sık sık.

-Eş demişken. Eğer aşık olduğu adamla evlenen nadir kadınlardansanız şanslısınız. İşten yorgun gelse de Deniz ile oyunlar oynar, eğlenir, besler. Benim biraz nefes almamı sağladığın için çok teşekkür ederim. Her gün daha da baba oluyorsun. Baba.



not: Sevdiğim sanatçı Steve Hanks' e ait görseller internetten alıntıdır!

22 Haziran 2016 Çarşamba

ATOPİK CİLT BAKIMI

Merhaba !

Hayatımıza bir bebek girdiğinde, daha önce hiç duymadığımız ne çok şey duyuyoruz-öğreniyoruz. 
Öyle değil mi ?

Bu da onlardan biri. 

Kısaca tanımlamak gerekirse; deride kuruluk, kızarıklık, döküntü veya hassasiyet şeklinde kendini gösteren bir deri hastalığı. Bebeklerde daha sık görülüyor. 

Peki biz nasıl tanıştık bununla hemen ona geleyim !

Deniz aşağı yukarı 2-3 aylıktı. Yanakları kızarmaya başladı. Bu kızarıklıklar bazen minik sivilce gibi görünüyordu. Elimin tersi ile yüzüne hafif dokunduğumda cildinin ne kadar gergin olduğunu farkettim. Herhalde öpüp kokladık bizden ötürü dedik ve Deniz'in yüzüne ne kıyafetini değdirdik ne de biz dokunduk. 

Ama fayda etmedi. Geçmiyordu. Zaten öyle beyaz tenli bir bebek ki Deniz aynı pamuk gibi.
 O pamuk gibi yanaklar elma elma olmuştu. Bizde kalktık gittik doktora. 

Cildinin yapı olarak -kuru- olduğunu öğrendik. Ay olarak da uygun olduğumuz için krem kullanabileceğimizi söyledi. Marka olarak da -Mustela veya Bioderma- önerdi. Eğer kaliteli-güvenilir zeytinyağı bulursak, ara sıra onu da uygulayabilirmişiz. 

Bizim tercihimiz -Mustela- oldu. 

 Bizim kızın ki hafif bir kurulukmuş. Egzamaya kadar gidebiliyormuş bu hastalık. -Allah Korusun- Çok zor o da. 
O dönem mevsim kıştı ve örgü hırkalar yelekler giydiriyorduk. Doktor kesinlikle giymeyecek, yüzüne asla temas etmeyecek demişti. 


Neyse efendim konuyu dağıtmayayım hiç. 
Doktorun önerileri ile bu cilt tipiyle nasıl başa çıktığımı anlatayım hemen!

***
***
-Her sabah Deniz uyandığında, artık güne başladığımızda önce altını temizliyorum. 

-Ardından Deniz' e özel bir kaseye koyduğum ılık suya pamuk batırıp, hafif ıslak bırakarak yüzünü, boynunu, ensesini temizliyorum. 

-Kendiliğinden kurumasını bekliyorum ki bu 1 dakika bile sürmüyor.

-Ardından -ellerimin temiz olduğundan emin olup!- nohut büyüklüğünde kremi yüzüne iyice yayıyorum. 

-Doktorunda söylediği gibi nadiren de olsa zeytinyağı da kullanıyorum. Ama birşeye dikkat ederek! Elime damlattığımda önce bir havlu kağıda fazlasını bırakıyorum. Bebeklerin ciltlerine bakım yağlarının direk değmemesi gerektiğini bilmeyen yoktur herhalde!

-Örme hiç bir şeyi Deniz'e yaklaştırmıyorum artık. Üzücü ama onun sağlığı daha önemli !

-Kesinlikle ve kesinlikle öpmüyoruz, dokunmuyoruz. Eşim benden daha hassas bu konuda. En başından beri Deniz' i boynundan sadece koklardı. Bense dayanamaz bir iki öpücük kondururdum. Az suçlamadım kendimi bu yüzden.

-Bizim kız çok sıcakkanlı. İster tanıdık ister yabancı farketmez, ona gülerek yaklaşan birine iki katı gülerek karşılık verir. Özellikle dışarı çıktığımızda Deniz'e dokunup öpmek isteyen çok insan oluyor bu yüzden. Tabi ki kimseye elletmiyorum. Uzaktan sevin lütfen diyorum. Tabi Deniz de artık yabancı kavramını çözse ve sadece ana-babasına gülse ne iyi olur. 

-Bunlar dışında, dışarı çıktıysak yani açık havada uzun süre kalacaksak bu işlemi dışarda da uyguluyorum. Uzun zamandır çantamızda termos var. Kapağına su döküyorum hemen pamukla silip kremliyorum. Kesinlikle üşenmiyorum! Ertelemiyorum bu işlemleri. Eve döndüğümüzde mutlaka duş aldırıyorum zaten.

-Bunları yapmaya başlamamdan tam 1 hafta sonra Deniz'in cildi olması gerektiği gibi pürüzsüz ve pamuk gibi oldu. 






21 Haziran 2016 Salı

DENİZ'e ALDIKLARIM Part 5

Merhaba Güzel Anne!

Bugün yine bir alışveriş yazısı var burda. En sevdiğim. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkürler.

Konumuz  -Oyun Halısı-Aktivite Halısı-  artık hangini aşinaysanız o. Alışverişlerim boyunca hep gördüm, alışveriş sitelerinde hep gözüme çarptı. Şöyle üstün körü baktım. Gerek görmedim. Anlam veremedim. Ve almadım.

Neyse bir gün Deniz' in doktor kontrolü var. Herşey yolunda çok şükür, doktor reflekslerine bakıyor, ellerinden tutup Deniz' in tepkilerini ölçüyor. Tabi bizim kız doğuştan kafasını tutarak doğduğu için gelişimi hep ilerdeydi. 
-Çok iyi yakında desteksiz oturur, sık sık alıştırma yaptırın, bence oyun halısı alın gelişimine çok katkısı olur- dedi.

Yani benim gereksiz gördüğüm birşey için dedi bunu. Biz odadan çıktık arabaya bindik hemen telefonu elime alıp başladım araştırmaya. 
Hem hesaplı hem kullanışlı bir ürün arıyordum. Tüm bebek alışveriş sitelerine baktım.

Gözüme birkaç tane kestirdim. Eve gelince de bilgisayarı açıp eşime ayırdıklarımı gösterdim ve bu güzellikte karar kıldık. 


Bondigo marka -Sevimli Oyun Halısı- isimli ürünü  civil.com  adresinden online olarak satın aldık.


Bu halı eve geldiğinden beri gün içinde Deniz' i sürekli yatırdık. Tabi o sürekli kalkma hamleleri yapıyordu, yuvarlanıyordu, asılı oyuncaklara uzanmaya çalışıyordu. Hem ince hem kaba motor becerileri gelişiyordu. 
 Doktorun kastettiği bu hareketlerdi.

-Halı internette gördüğümüzden daha kaliteli geldi. Renklerin kontrastlığı, canlılığı çok yerindeydi.
Ebatı bizim için önemliydi çünkü Deniz boya giden bir bebek. Çok hızlı uzuyor. Bu yüzden bu halı bizi epey götürür.


-Asılı oyuncakların güzelliği de başka bir detay. 5 tane büyük halkalara sahip oyuncağı, kendini izleyip keşfedebileceği yuvarlak aynası var.

 -İki ayrıntı var; biri, asılı oyuncaklardan -gülen güneş- aşina olduğumuz ninnileri meledili bir şekilde çalıyor. 
-Diğer ayrıntıda oyuncaklardan biri Kelebek şekilli dişlik. Diş döneminde çok işimize yarayacak. 

-Bu asılabilen oyuncakları gezmeye gittiğimizde yanımıza alıyorum, pusetine takıyorum. İyi iş görüyor. 
-Ayrıca çok pratik. Evin içinde ordan oraya çok rahat taşıyabiliyorum. Birkaç kez herşeyiyle yıkadım ve deformasyon olmadı.

Daha ne olsun!



20 Haziran 2016 Pazartesi

KENDİN YAP Part 2

Merhaba !

Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri, özellikle de -instagram- hergün başka bir yenilik görüyoruz. Bu kimi zaman yurtdışında popüler olan bir ürün oluyor kimi zamanda annelerimizin zamanında moda olanlar yeniden kucağımıza düşüveriyor.

Kendimi bildim bileli elim hep marifetliydi. Hem mutfak hem elişi konusunda becerim, merakım vardı. Küçükken kaneviçe yapmayı tek başıma öğrenmiştim. Annemin örneklerine bakarak tabi. 

Deniz' e hamileyken görmüştüm bu güzel panoları. -Doğum Panosu- diye geçiyor. Yani şu son dönem bebeklerini düşünürsek bundan olmayan yoktur. Siparişte verilebilir ama bence ne gerek var, oturup  evde de işlenebilir.

Bende öyle yaptım. Doğum Panosu için ihtiyacınız olanlarsa çok basit;

-Orta Boy Kasnak 

-Etamin 

-Renkli Etamin İpleri 

-Etamin İğnesi 

-Makas 

ve tabiki

 Pinterest + Hayalgücü 



Bizimki böyle. Şuan da evimizin en güzel duvarında asılı. 

Çok güzel bir anı bizim için. Hemde hiç unutulmayacak olanından.


10 Haziran 2016 Cuma

BEBEK İÇİN ALIŞVERİŞ SİTELERİ

Merhaba!
Acayip zevk aldığım bir konudur kendisi. Çünkü içinde alışveriş kelimesi geçiyor.

Deniz doğmadan önce de severdim şimdi bu sevgimi beşle çarpıyorum. İnternetten alışveriş konusunda düşünceleriniz nedir bilmiyorum ama ben çok mutluyum ülkemizde bunun yaygınlaşmasından. 
Önceden napıyormuşuz diye düşünüyorum şimdi. O kadar çok kolaylıklar var ki. 

Neyse konumuza dönelim.

Yazacağım sitelerin hepsi aşağı yukarı aynı markaları satıyor. 

Ama önemli olan bence şu: Uygun fiyat !

Aranızda bir ürüne fazladan 5-10 tl verecek olan var mı ? Bence yoktur. Olmasında zaten.
Bakalım ben nerelerden alışveriş yapıyorum.

-ButikBebe 

-Unnado 

-Civilim 

-Joker 

-E-Bebek 

-BabyMall 

-BebekHouse 

-Anne Lütfen 

-Bebek Form 

-Toker 

-Trendyol / Markafoni / 1v1y / Morhipo ( bunlar sadece bebeklere hitap etmiyor o yüzden hepsini aynı sıraya yazdım )

Buraya kadar olanlar benim alışveriş yaptığım ve hiçbir sorun yaşamadığım siteler. Ürünler hep sitede göründüğü gibi geldi. Mağazasında iki katına satılan ürünleri internetten daha ucuza alıyorum genelde. Arasıra yakaladığım özel indirimler, kargo bedava fırsatları da ballı kaymaktı benim için. 

Şimdi yazacağım site bunlardan biraz daha farklı.


-Tutumlu Anne: Bu sitede anneler bebeklerinin hiç kullanılmamış etiketli eşyalarını veya az kullanılmış eşyalarını satıyor. Bu sitenin güzel bir yanı kolayca kayıt olup sizde satış yapabilirsiniz. 

Ben bu siteden 2 ürün aldım ikisi de sorunsuz bir şekilde kısa sürede elime ulaştı. Kıyafetten oyuncağa, kitaptan anne ürünlerine çok fazla çeşit var. Şans verilmeli diye düşünüyorum. İyiki tesadüfen keşfetmişim. 

7 Haziran 2016 Salı

DENİZ’e ALDIKLARIM Part 4

        Merhaba !

Bebeğiniz olunca bu alışverişlerin sonu gelmiyor. Sürekli yeni birşeyler almak istiyorsunuz. Ve bunu sadece anneler değil babalar da çok istiyor. Bizde de öyle oldu. Deniz doğmadan önce eşimle kitapçıları gezip rahat 2 saat geçirirdik. İkimizde ilgi alanlarımızın olduğu bölümlere gidip kasaya eli kolu dolu gelirdik. 
Şimdi ikimizde çocuk kitapları bölümünde alıyoruz soluğu.
Nasıl güzel şeyler var anlatamam. Yolunuz kitapçıya düşerse bir gidin o bölüme de çocukluğunuza inin lütfen.

Kitap okumanın yaşı yok. O yüzden Deniz’e bol görselli masal kitapları almakla işe başladık.

-TİMAŞ ÇOCUK  yayınlarının Mini Masallar serisi var. Toplamda 30 kitaptan oluşuyor. Ben aldıktan sonra öğrendim bu kadar çok olduğunu. En kısa zamanda seri tamamlanacak. 

Bizde 10 tanesi var. Kitapların en önemli özelliklerine gelince, çizimler çok başarılı. Renklerin kullanımı tam da Deniz’in istediği gibi. Yüksek kontrastlı renkler bebeklerin gelişimlerinde çok etkili. Kitapların şöyle bir özelliği var, her masal bir karakter ve beceri üzerine kurulmuş. 

Bizdeki seride kazandırılmak istenen karakterler ve yaşam becerileri örnekleri şu şekilde;

 -Empati 

-Uyum Sağlamak 

 -Sabır 

 -Öfke Kontrolü 

-İş Birliği 

-Özür Dilemek 

-Beden Dili 

 -İletişim Becerisi 

 -Dürüstlük 

-Olumlu Düşünmek 

Yazı-görsel ilişkisi çok güzel bir orantıda kitaplarda. Boyut olarak da çok uygun. Tam çantaya atmalık diye düşünüyorum. Çevirip çevirip okuyorum Deniz’e ve ilk okuduğum zamanki tepkileryle şuan ki tepkileri çok çok farklı.


Bebeğinizin okuduklarınızı anlamadığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz ! inanılmaz bir can kulağıyla dinliyorlar ki sizi. Ben şaşırıyorum. Deniz yatağındayken kitabı ona göstermeden okuyorum. Bazen de Denizi kucağıma alıyorum, kitabı görebileceği şekilde oturtuyorum. Görselleri anlatıyorum ona. Çok zevk alıyor.

Bu 10’lu setten bir kitabı Deniz’in eline veriyorum. Evirip çeviriyor onunla oynuyor. Yani birini gözden çıkardım. İstiyorum ki elinde kitap tutmak nasıl bir duygu şimdiden anlasın.

***

-Bir diğer masal kitabı da yine  TİMAŞ ÇOCUK  yayınlarının  Bir Varmış Bir Yokmuş Çikolatalı Masallar  kitabı. İsmi çok çekici. 
Yine bir gün kitapçıda geziyoruz. Dayanamadık tabiki. Zaten mini masallar serimiz yetmiyordu bize, yeni birşeyler almamız gerekiyordu. Bizde bu kitaba şans verdik. 

Yalnız kitap dışı gibi değil. İçi renksiz. Ben bilerek bu şekilde aldım. Çünkü Deniz’e okuduğum her masalı kendim renklendirmek istedim. Böylece çok güzel bir anı kalacaktı kızıma. Kitabın kalitesini beğendim. 


Masalların kısa olması, sıkıcı olmaması benim önemli kriterlerimden. Bu kitapta öyle.
Çikolatalı Masallar kitabı; Mevlana, Ezop, Andersen, La Fontaine gibi ustaların masallarından derlenerek hazırlanmış.

Diğer beğendim bir özellikte, sanırım Timaş Çocuk yayınlarının hepsi böyle. Her masal bir kazanımı hedeflemiş ve sona gelindiğinde bu kazanım çok net bir şekilde ifade ediliyor. Şimdi saydım toplam da 150  tane masal var bu kitapta. Bizi uzun süre götürür diye düşünüyorum.

***

-Olmazsa olmazlardan bir diğeri de  İLK KELİMELERİM  serileri. O kadar çok fazla çeşit var ki. Karar vermek çok güç. Biz  ÇAMLICA ÇOCUK  yayınlarının serisini tercih ettik. Bu seriyi ben DR ‘ın internet sitesinden sipariş verdim. O yüzden inceleme fırsatım olmadı. Biraz korkmadım değil renkler konusunda. Çünkü ilk kelimeler konusu epey ciddi bir konu.


 Kitaplar gelince birazcık şaşırdım. Sanırım benim beklentim çok yüksekti. Renkler pek de hayallerimde ki gibi aman aman canlı değildi. Kötümüydü?  Tabiki Hayır ! Deniz seviyor mu ? Bence Evet ! Önemli olan da bu !

İlk Kelimelerim serisi 13 kitaptan oluşuyor. Şu şekilde;

                             -Kara Hayvanları                               

-Taşıtlar 

-Yabani Hayvanlar 

-Yiyecek-İçecekler 

-Uçan Hayvanlar 

-Oyuncaklar 

 -Su Hayvanları 

 -Meyveler 

 -Sebzeler 

 -Araç-Gereçler 

-Eğitim Araçları 

 -Sayılar 

 -Renkler ve Şekiller 

***

Şimdi sıra bunlardan biraz daha farklı bir kitapta.

-MUHTEŞEM İLK YIL  kitabı. Belki internette yada kitapçılarda görmüşsünüzdür bu ve buna benzer kitapları. Özelliği ise şu; bebeğinizin ilk yılında ki en önemli ve özel anlarını not etmenizi, fotoğraflamanızı sağlıyor.


Ben zaten Deniz doğduğundan beri en önemli gelişmeleri gün gün not ediyorum. Başını ilk dik tutması, ilk destekli oturması, ilk gözyaşı gibi...


Bu kitap o yüzden bana kurtarıcı oldu. Çünkü çok daha kalıcı bir yapıya sahip. Kadife bir kapağı var ve bu kapağı koruyan başka bir kapak daha var.


Fotoğraf yapıştırmak için özel çerçeveleri var içinde bu da çok hoş bir ayrıntı. Kitap bebeğinizin anne karnındaki haliyle başlayıp şu şekilde ilerliyor;

-Ailem 

     -Ben Geldim! 

   -Görüntüm 

     -Ad Koyma 

    -Lohusa Günleri 

     -Kırklama 

    -Mevlit 

    -Kırklama

-Diş Buğdayı 

     -İlk Tatilim/İlk Yılbaşım 

    -İlk Bayramım 

    -İlk Doğum Günüm 

     -Çok Özel Anlarımız 

Ve daha bir çok özel gün !


İyiki tesadüfen görmüş ve almışım bu kitabı. Çünkü aklıma gelmeyen ve belki de zamanla unutacağım çok fazla ayrıntıya yer verilmiş. 


Yeni anne-babalara güzel bir hediye olabilir diye de düşünüyorum.

İnternette çok fazla çeşit var. 



Gözünüze hangisi hoş gelirse mutlaka kapın bir tane !



3 Haziran 2016 Cuma

DENİZ’e ALDIKLARIM Part 3

Merhaba !

Bugün çok keyif alacağınız bir yazı okuyacaksınız. Yani ben öyle umuyorum. İyiki almışım dediğim ürünlerle yine karşınızdayım. Bakalım bunlar neler ?


-SLİNG: Yani kim icat ettiyse bin kere razı olsun diyorum ve başlıyorum. Bir nevi bebeği sırtında-boynunda taşımak anlamına geliyor. 
Eski dönemlerde kadınlar bebeklerini buldukları uzunca bir bezle vücutlarına sarıp  o şekilde işlerine devam ediyorlarmış. Yani düşünün bu asırlar önce böyleymiş. Haa yok mudur hala Afrika da falan, vardır elbette.

Peki ben nasıl tanıştım bu Sling ile ona gelelim hemen.

Yine bir gün almışım çayımı kahvemi, oturmuşum bilgisayarın başına ne var ne yok diye bakınıyorum. 

Bir anda ünlü bir oyuncunun bebeğini kucağında kumaşla taşıdığını gördüm. Yahu dedim o ne öyle ? 

Meğersem adı Slingmiş. 

Yaklaşık 5 metre uzunluğunda 50 cm genişliğinde olan bu kumaş ile bebeği kendine bağlıyorsun. 

Doktorlar bunu özellikle öneriyor. Sebebi ise şu, bebek doğduğunda kendini hala anne karnında hissediyor ve anne kokusunu almaya, o güveni hissetmeye devam etmek istiyormuş. Dördüncü trimester olayı yani.
Sling sayesinde bu mümkün. Eğer aranızda ben bebeğimi saatlerce kollarımda taşırım diyen varsa alkışlıyorum. Ama bu bir süre sonra imkansız arkadaşım, ne dersen de! 
Yorgun düşüyorsun. Eee neydi hani süt dinlenince oluşuyordu. 
Bunu unutma taze anne !

Bende hemen almalıyım dedim ve -tuniko.com- isimli siteden sling siparişi verdim. 3 günde geldi. Güzel bir taşıma kılıfı ve kukuleta ile birlikte. Gelir gelmez ben kullanmaya başladım. 

Deniz tabiki çok sevdi. Zaten istediği bana yapışık gezmek. Ben sling eve gelir gelmez bağlama tekniklerine başlamıştım. Hemen pratik yapmak önemli, ilk hamlenizi bebeğiniz kucağınızdayken yaparsanız gerilmeniz an meselesi.
 Çünkü şu bir gerçek ki bağlaması biraz pratiklik istiyor. Ne var canım pratik yapıverin sizde. 

Çoğu zaman Deniz’i sling de sakinleştirmişimdir. Ağlama krizlerine girdiğinde eşim bile ‘ kendine mi bağlasan’ der.

Şöyle bir örnek de vereyim. Misal Deniz öğle uykusunu aldı. Ki bu bizde yaklaşık 3-3.5 saat olur. Uyandı ve tüm ihtiyaçları giderildi. Ben Deniz’i slinge bağlayıp evden çıktım. Maksimum 10.dakika uyur. 

Ten tene temas gerçekten çok önemli !
-Bunun dışında Deniz’i kendime bağladığımda ( ben böyle demeyi daha çok seviyorum) ev işlerimi rahatlıkla yapabiliyorum. 

-Dışarı çıkmak istediğimizde her seferinde bebek arabası kullanmak sıkıntı oluyor. Bazen bu şekilde çıkıyoruz çok pratik oluyor.

-Yaklaşık  4 aydır kullanıyorum ve buraya yazabileceğim eksi bir yönü olmadı.

Burdan nasıl bağlanır, kumaşı nasıldır gibi açıklama yapmak yerine sizi tuniko.com sitesine yönlendiriyorum. En detaylı bilgiler orda çünkü. Uygulamalı videolar var.

-Görseller tuniko.com sitesinden. Ben bu rengi tercih etmiştim- 

***

-Ana Kucağı Kılıfı: Biz yavru vatan Kıbrıs’ta yaşıyoruz. Eee malum sıcak memleket. Bizim kullandığımız ana kucağının kumaş bölümleri de naylon gibi terletebilecek bir yapıda. Her seferinde ince bir battaniyenin üstüne yatırıyordum ki Deniz’i kafası terlemesin diye. 
Yüzde yüz pamuklar, pazenler bile terletiyordu yavrumun kafasını.  

Derken bir gün instagramda sörf halindeyken bir de ne göreyim.        

-Moms Cotton- diye bir marka var. Ve ana kucağı kılıfı yapıyor satıyor. Gayette kendi markasını oluşturmuş bir sayfa. Hemen sitesine girdim. -momscotton.com-
-Bizim tercihimiz bu model oldu-

Ve daha neler neler gördüm. Mama sandalyesi kılıfından bebek arabası kılıflarına örtülerine kadar inanılmaz pratik ve zekice tasarlanmış ürünler.

Tüm ana kucaklarıyla uyumlu olan ve gözüme en güzel gelen –tabiki cupcake- kılıfını sipariş verdim.

 Kısa sürede geldi ve sitede yazan kumaş özelliklerini, terletmez vaatlerini, kumaşa dokunduğumda anladım ne demek istediklerini. 

Bir ara anneme bastırmıştım kumaş alıp yapalım diye ama imkansızmış onu anladım. Tabiki hemen taktım ve denedim. O kadar hoş görünüyordu ki. Yine başarılı bir alışveriş yapmıştım. 

Gurur duydum kendimle.

3-4 günde bir yıkıyorum ne bir deforme oldu ne de başka birşey. Sapasağlam duruyor hala. Öbür türlü ana kucağının aparatlarını çıkarıp yıkamak zulüm geliyordu bana. Böyle çok daha pratik oldu.

Sitede gözüme kestirdiğim birkaç ürün daha var. Onların da zamanı gelecek.

***

-Kanguru: Olmazsa olmaz olan birşeydir. Babalar her zaman daha heveslidir. Bizde de durum öyleydi. Başladım arayıp taramaya. 80-90 tl civarı fiyatlaır gördükçe bana çok pahalı geldi. Yahu dedim bu ne alt tarafı bağlayıp gezcez. 

Araştırdıkça karşıma bambaşka bilgiler çıktı. Ne kadar eksikmişim bu konuda onu öğrendim. Ve kendimi -momfortbaby.com- sitesinde buldum.  
Zaten bilgileri okuyunca eşime direk şunu dedim ‘ hangi rengi alalım sen seç ‘.
Çünkü yazılanlar görseller beni o kadar çok tatmin etti ki. 

Tıpki sling de ki gibi sizi bilgiye boğmak istemiyorum. 
-momfortbaby.com- sitesini ziyaret etmenizi öneriyorum.

Deniz o kadar mutlu ki kangurudayken. Hem biz rahatça gezebiliyoruz hem de o. 
-Renk konusunu eşime bırakmıştım. O da bu harika rocky modelini seçti-

Saatlerce bu şekilde kalmak mümkün çünkü bebeğinizin ağırlığı vücuda eşit bir şekilde dağılıyor. 
Boyun-sırt-bel üçlemesi bu konuda çok önemli. 
Zaten bu nokta da ergonomik neymiş onu öğreniyorsunuz.

Sitede bağlama şekilleri videolar halinde anlatılmış. 

Geliştirilen özel bir aparatla doğumdan itibaren kullanmak bile mümkün. 

Oldukça geniş bir renk yelpazesi var. 

Seçim yapmak gerçekten çok zor.

-Ayrıca anlattığım 3 ürününde kumaş özelliklerinde hiçbir zararlı madde kullanılmadığını belirteyim. Zaten internet sitelerinde bununla ilgili yazılar ve sertifikalar da mevcut !-


not:Görseller internetten alıntıdır.








2 Haziran 2016 Perşembe

BEYAZ GÜRÜLTÜ (white noise) NEDİR ?

Merhaba Güzel Anne !

O da ne ? Beyaz mı gürültü mü nasıl yani dediğini duyar gibiyim.

 O zaman hemen başlayalım ! 
Şimdi burda akademik bir dille anlamını yazıp sizi sıkmak istemiyorum. 
Direk yazıyorum o yüzden.

Bak şimdi arkadaşım; evinde çalışan elektrik süpürgesi sesi, saç kurutma makinası sesi, çamaşır makinası sesi, deniz dalgası sesi, şakır şakır yağan yağmur sesi ve daha sana bunları hatırlatan birçok sesin ta kendisi oluyor beyaz gürültü.



Bizim bu bebekler de bu sesleri duyduğunda rahatlayıp anlamsız bir transa geçiyor başka alemlere gidiyor. Nereye? Anne karnına!

Eğer bebeğiniz kolik ise daha çok işe yaradığı söyleniyor. 
Yorum yapamayacağım çünkü Deniz kolik bir bebek değildi.

Sadece bu sesleri içeren oyuncaklar, dönenceler var biliyor musunuz? 

Hatta bir beyaz eşya markasının bu sesleri barındıran internet sitesi bile var.
 Google' da -profilo ninni makinesi- diye aratırsanız birden fazla beyaz eşya sesine ulaşmak mümkün. 

Ne kadar garip dimi?

Biz de denedik bu sesleri. Deniz ağlama krizlerine girdiğinde, uykuya dalmakta zorlandığında en büyük yardımcımızdı bu gürültü. Gerçekten de sese odaklandığında sakinleşti Deniz her seferinde.



Ben bu sesle sakinleşmeyecek bir bebek hatta anne-baba olacağını sanmıyorum.

Sizi bilmem ama ben küçüklüğümden beri yağmur sesine hayranımdır. O an açık olan tüm sesleri kapatıp dinlemişliğimiz vardır annemle. Eşim de çamaşır makinasının sesine bayılıyor mesela. Bunlar hep çocukluktan gelen alışkanlıklar işte.

Ben bu sesin verdiği rahatlama hissiyle ilgili şöyle düşünüyorum.

 Eğer hamilelik döneminde ev işlerinize kendinizi yormadan devam ettiyseniz, yağmura yakalandıysanız bebeğin sakinleşmesi normal değil mi sizce de? Eee bu bebekler anne karnındayken de bizi duymuyor muydu zaten ? 

O zaman şaşırmamak lazım bu sesin bebekleri rahatlatmasına.

Eğer uyumakta direnen, kolik bir bebeğiniz varsa beyaz gürültü seslerine bir şans verin.  

Hatta kendiniz için bile. Gün içinde bebeğinizle vakit geçirip oyunlar oynarken bile açın youtube dan dinleyin. Eğer bu yazımı hamile bir anne adayı okuyorsa şimdiden başlasın.

Nereden dinleceğiz bu sesleri diyorsanız en kestirme yolu söylüyorum. 

Youtube ‘a gir; beyaz gürültü veya white noise yaz. Mümkünse dakikası en uzun olanı aç.

 Dinleyin durun hadi madem. 

Öpüldünüz!




not:Görseller internetten alıntıdır.



1 Haziran 2016 Çarşamba

BEBEKLERDE PİŞİK SORUNU

Merhaba Güzel Anne!

Yine küçücük canların canını acıtan bir post ile karşınızdayım.

 Pişik !

O kadar çok sebebi olabilir ki.
 Cildinin hassas olması, bebek bezi, pişik kremi tercihi, alt temizliğinin şekli ve daha benim bilmediğim birçok şey!

Öncelikle şunu belirteyim bizim Deniz de yaşadığımız ciddi bir pişik sorunu olmadı. Çok şükür bu anlamda şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Bebek bezinde de, ıslak mendilde de değişikliğe gittik bir sorun yaşamadık.

Peki ben nelere dikkat ettim bu konuda?

-Başlarda Deniz’in altını su-pamuk şeklinde temizlemeye niyetliydim. Fakat sonra düşündüm ki bu yöntemle Deniz’i hep hassas bir bünyeye sahip yapacaktım. Bende içinde sağlığa zararlı hiçbir madde içermeyen ( Phenoxyethanol, Parfüm, Paraben, Alkol, Boya ) ıslak mendil kullanmaya karar verdim. 

***
Sırasıyla şu ıslak mendilleri kullandık; 

-Huggies Yenidoğan Islak Havlu
-Huggies Pure Islak Havlu
-Uni Baby Sensitive Petek Dokulu Islak Havlu
-Komili Yenidoğan Islak Havlu

***

-Sadece kaka yaptığı zaman en son su-pamuk kullanarak temizliğini tamamlıyordum.

-Kız bebeklerde temizlik her zaman yukarıdan aşağıya ve tek hamlede yapılmalı. Kullanılan ıslak mendil yada ne ise bir defa kullanılmalı.

-Bu işlem bitince poposunun mevsime uygun söylüyorum bunu 2-3 dakika hava almasını sağlamalı. 

-Bu hava alma işlemi aslında poponun nemli kalmasına engel olmak.

-Pişik kremi ile ilgili doğru bilinen bir yanlış var bana göre. Eğer bebeğiniz pişik olduysa o pişik kremini kullanmanız hiçbir işe yaramıyor. 
Aslında pişik kremi diye aldığımız kremler, önleyici özellikli. O yüzden günde 1-2 defa rutin olarak uygulamak önemli. Bende öyle yapıyordum. Kullandığım ürünün markası -Bepanthol Baby Ekstra Koruma Pişik Merhemi- memnun kaldım. 


Dikkat ettiğim nokta, kremi uyguladıktan sonra hemen kapatmamak. Biraz kurumasını beklemek. Belki de bu sebepten ki pişik sorunu yaşamadık.

-Nadir zamanlarda üst komşumun memleketten getirdiği zeytinyağını da kullandım. Pamuk gibi olan poposu daha da yumuşacık oluyordu.



-Bunlar dışında Deniz’in altını ıslattığını yada kaka yaptığını anladığım anda 1 dakika bile bekletmeden hemen temizledim! 
Sonuçta çiş-kaka çokça asitli ve yakıcı içerikte. Ben bunun da önemli olduğuna inananlardanım. 

Çünkü hangi bebek bezi olursa olsun illaki o hassas popoya bir nemlilik geliyor. Hele ki anne karnında hiç bir zararlı maddeye maruz kalmayan yavrularımızın sağlığı içinde bezleri bekletmemek çok önemli.


not:Görseller internetten alıntıdır.